Kaval Kemiği Ne İyi Gelir? Gerçek Verilerle Desteklenen Bir Yolculuk Bir sabah yürüyüşüne çıktığınızı hayal edin. Hava tertemiz, rüzgâr yüzünüze hafifçe dokunuyor. Tam o sırada, kaval kemiğinizde ince bir sızı hissediyorsunuz. “Acaba ne yaptım?” diye düşünürken, aslında bu kemiğin ne kadar önemli bir görev üstlendiğini fark ediyorsunuz. Kaval kemiği, yani tibia, vücudumuzun yükünü taşır, yürürken, koşarken ya da zıplarken her an bizimle çalışır. Peki, bu hayati kemiğin sağlığı için ne yapılmalı? İşte veriler, uzman görüşleri ve gerçek hikâyelerle dolu bir rehber… — Kaval Kemiğinin Rolü ve Neden Bu Kadar Önemli? Kaval kemiği, insan vücudundaki en büyük ikinci kemiktir. Alt bacakta…
8 YorumEtiket: bir
Bir Güneş Günü Kaç Saattir? Zamanın Tarihsel Seyrinde Bir Yolculuk Zaman… İnsanlığın en eski dostu ve aynı zamanda en gizemli düşmanı. Bir tarihçi olarak, geçmişin gölgeleri arasında dolaşırken fark ettim ki, zaman sadece saatlerle ölçülen bir olgu değil; aynı zamanda toplumların düşünme biçimlerini, inançlarını ve yaşam düzenlerini şekillendiren derin bir yapıdır. “Bir güneş günü kaç saattir?” sorusu, ilk bakışta teknik bir merak gibi görünse de, aslında insanlığın zamanı anlama çabasının özüdür. Güneşin İzinde İlk Zaman Ölçümleri İlk uygarlıklar, zamanı ölçmek için gökyüzüne baktılar. Mısır’da, Mezopotamya’da ve Antik Çin’de insanlar, gök cisimlerinin hareketleriyle yaşamlarını düzenlediler. Güneşin doğuşu ve batışı, tarımın ritmini,…
7 YorumKanaviçe Ne Demek, Hangi Dil? Kültür, Toplumsal Cinsiyet ve Dayanışmanın Sessiz Dikişi Bazı kelimeler vardır ki, sadece sözlük anlamıyla değil, taşıdıkları kültürel mirasla da insanı büyüler. “Kanaviçe” de tam olarak böyle bir kelime… İlk bakışta bir el işi, bir nakış türü gibi görünür ama biraz derine indiğinizde onun; emeğin, sabrın, kadınların görünmeyen tarihinin ve toplumsal dayanışmanın ince ince işlenmiş hikâyesi olduğunu fark edersiniz. Bugün gelin, sadece bir kelimenin anlamını değil; onun dokuduğu sosyal bağları, toplumsal cinsiyet dinamiklerini ve geleceğe dair bize neler anlatabileceğini birlikte keşfedelim. 🪡🌍 Kanaviçe: Kelime Anlamı ve Kökeni “Kanaviçe” kelimesi Türkçeye Fransızca “canavasse” veya İngilizce “canvas” (tuval,…
8 YorumNeden 11 Gül Gönderilir? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Anlamın Pedagojisi Eğitimcinin Kalbinden: Öğrenmek, Anlamı Yeniden Kurmaktır Bir öğretmen olarak her gün, insanların nasıl öğrendiğine ve bu öğrenmenin onları nasıl dönüştürdüğüne tanıklık ederim. Tıpkı bir öğrencinin ilk kez bir kavramı gerçekten anladığı o anda gözlerinde beliren ışıltı gibi, anlam da bir farkındalık anında doğar. Bir gül bir duyguyu simgeler; 11 gül ise bir anlam bütünlüğünü, bir iletişim biçimini temsil eder. Eğitimde olduğu gibi, bu semboller de “öğrenilmiş anlamlar”ın ürünüdür. Bir gül göndermek bir jesttir, ancak 11 gül göndermek bilinçli bir seçimin göstergesidir. Tıpkı öğrenmede olduğu gibi, burada da sayı, sembol ve niyet…
8 YorumKüreselleşme Nedir Basit? Tarihsel Bir Bakış Bir tarihçi olarak geçmişin izlerini takip ettiğimde, bugünün dünyasını anlamak için “küreselleşme” kavramının ne kadar önemli olduğunu görüyorum. Küreselleşme, aslında çok teknik bir terim gibi görünse de basitçe anlatmak gerekirse, dünyanın farklı bölgelerinin birbirine giderek daha fazla bağlanmasıdır. Ancak bu bağlanma sadece bugün başlamadı; kökleri, yüzyıllar öncesine uzanıyor. Küreselleşme nedir basit? sorusunu yanıtlamak için tarihsel süreçlere, kırılma noktalarına ve toplumsal dönüşümlere bakmak gerekir. Tarihsel Süreçlerin Başlangıcı Küreselleşmenin temelleri çok eskilere dayanır. Antik çağlarda İpek Yolu, Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ticaret ağlarıyla toplumları birbirine bağlamıştı. Bu yollar sadece mal alışverişini değil, aynı zamanda kültürlerin, dillerin…
8 YorumGüç de Olsa Nasıl Yazılır? Psikolojik Bir Mercekten Gücün Görünmeyen Yüzü Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken sık sık şu soruyla karşılaşıyorum: “Güç, insanı nasıl şekillendirir?” Daha doğrusu, güçle karşılaştığında insan nasıl davranır, nasıl düşünür, nasıl hisseder? “Güç de olsa nasıl yazılır?” sorusu, yalnızca dilbilgisel değil; aynı zamanda psikolojik bir sorudur. Çünkü güç, kelimelerde olduğu kadar davranışlarda da biçim alır. Bu yazıda gücü bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak, bireyin iç dünyasında nasıl bir yankı bulduğunu inceleyeceğiz. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Gücü Nasıl Algılıyoruz? İnsan zihni gücü her zaman basit bir şekilde kavramaz. Bilişsel psikoloji açısından güç, “kontrol…
8 YorumGözaltı Muayenesi Nasıl Yapılır? Bir Edebiyatçının Vicdan Anatomisi Kelimelerin bir bedeni olsaydı, en ağır yarayı “özgürlük” kelimesi taşırdı. Edebiyat, yüzyıllardır bu yaranın etrafında dolaşır; bir yazarın kalemiyle bir mahkûmun suskunluğu aynı acının farklı biçimleridir. Gözaltı muayenesi dendiğinde akla sadece tıbbi bir işlem gelmemelidir; bu, insanın varoluşuyla, hakikatin çıplaklığıyla ve sistemin vicdanıyla yüzleştiği bir sahnedir. Bu nedenle, bu yazı bir tıp raporu değil; bir anlatının içinden geçen insanın edebi ve ahlaki izini sürme çabasıdır. Kelimenin Anatomisi: “Muayene”nin Edebî Yüzü Edebiyat, çoğu zaman bir tür muayenedir. Roman karakterleri, toplumun ruh halini; şairler ise insanın iç organlarını inceler gibi kelimeleri deşer. Gözaltı muayenesi…
8 YorumBozcaada’da Hangi Film Çekiliyor? Kültür, Ritüel ve Kimlik Üzerine Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak, kültürlerin derinliklerinde dolaşmayı severim; ritüelleri, sembolleri ve kimlikleri gözlemleyerek dünyaya farklı pencerelerden bakarım. Bozcaada’da bir filmin çekiliyor olması, yalnızca bir sinema prodüksiyonu değil; orada yaşayan insanlar, mekanlar ve belleğin kesiştiği bir kültürel sahne demektir. “Bozcaada’da hangi film çekiliyor?” sorusundan başlayarak, bu prodüksiyonun ritüeller, topluluk yapıları ve kimlik üzerinden nasıl anlamlanabileceğini anlatalım. — Film Projesi: “Aşk Mevsimi” Bozcaada’da Son haber kaynaklarına göre, Aşk Mevsimi adlı film, Bozcaada’da çekilmektedir. [1] Yönetmen koltuğunda Murat Şeker’in bulunduğu bu romantik film, senaryosu Ali Tanrıverdi ile Murat Şeker ortaklığıyla kaleme alınmış,…
4 Yorumİnsanlar Neden Geviş Getirir? Geçmişten Günümüze Bir Yolculuk Tarihçi olarak, her zaman insanların davranışlarının kökenlerine inmeyi severim. Çünkü geçmişi anlamadan, bugünle bağ kurmak gerçekten zor. Geviş getirmek, çoğu zaman sadece bir hayvan davranışı olarak görülse de, aslında daha derin, çok katmanlı bir anlam taşır. İnsanlar neden geviş getirir? Bu soruya yanıt ararken, hem biyolojik hem de toplumsal dinamikleri incelemeliyiz. Geviş getirmek, biyolojik olarak bir ihtiyaçtan kaynaklanabilirken, toplumsal düzeyde farklı anlamlar yüklenmiş bir eylemdir. Geviş getirmek, çoğunlukla ruminant (geviş getiren) hayvanlara özgü bir davranış olarak bilinse de, insanlar arasında da farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Antropolojik ve sosyolojik bir bakış açısıyla, bu…
8 YorumGökkuşağının Altından Geçmek Ne Anlama Gelir? Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak her yolculuğa şu inançla başlarım: İnsan, anlam yaratma varlığıdır. Her sembol, her ritüel, her renk bir hikâye anlatır. Gökkuşağının altından geçmek de bu hikâyelerden biridir — farklı coğrafyalarda, farklı dillerde, ama hep aynı insani merakla dile getirilmiş bir eylem. Bu renkli köprünün altından geçmek, yalnızca bir doğa olayının parçası değil, kültürlerin kendini anlatma biçimlerinden biridir. Renklerin Köprüsü: Evrensel Bir Sembolün İzinde Antropolojik açıdan gökkuşağı, doğa ile insan arasındaki aracı sembollerden biridir. Gök ile yer arasına uzanan bir renk köprüsü olarak, birçok toplumda kutsal bir geçiş alanı olarak görülmüştür.…
8 Yorum